


Güneşin gök yüzünün tam ortasından batıya 
döndüğü andan, cisimlerin gölgesi bir veya iki katına çıkıncaya kadar kılınacak 
dört rekatlı bir namazın adı. Beş vakit namazın kılınma vakitleri, naslarla 
belirlenmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de Namaz müminler üzerine 
belirli vakitlerde farz kılınmıştır" (en-Nisâ, 4/103) buyurulur. Öğle namazının 
başlangıcının, güneşin batıya dönmesi (zevâfi) olduğunda görüş birliği vardır: 
"Güneşin batıya kaymasından, gecenin karanlığına kadar geçen zaman içinde, 
namazları kıl" (el-İsrâ,17/78). Ebû Yusuf, Muhammed, Şâfiî, Mâlik ve Ahmed b. 
Hanbel'e göre öğle namazı vaktinin sonu, cisimlerin gölgesinin bir misline kadar 
uzadığı andır. Dayandıkları delil, Cebrâil aleyhisselâm'ın Hz. Peygamber'e 
imamlık yaparak namaz vakitlerini göstermesidir. Çünkü Cebrâil (a.s) birinci 
defasında öğle namazını güneşin zevâlinden hemen sonra kıldırmış; ikinci 
defasında ise, cisimlerin gölgesi bir misli olunca kıldırmıştır. Bununla öğle 
namazı vaktinin başlangıç ve son sınırlarını belirlemek istemiştir (Tirmizî, 
Mevâkît, l; Ahmed b. Hanbel, I, 383, III, 330; Ebû Dâvud, Salât, III; Nesâî, 
Mevâkît, VI, X, XV).
Ebû Hanîfe'ye göre ise öğle namazı vaktinin 
sonu, cisimlerin gölgesinin iki katına çıkmasıdır. Delil şu hadistir: "Öğle 
namazını serin zamana geciktiriniz. Şüphesiz sıcaklığın şiddeti, cehennemin 
kaynamasındandır" (Buhârî, Mevâkît, 9, 10; Bed'ül-Halk, 10; Ebû Dâvud Salât, IV; 
Tirmizî, Salât, V; Nesâî, Mevâkît, V). Hz. Peygamberin yaşadığı bölgede sıcağın 
en şiddetli zamanı, cisimlerin gölgesi bir katına ulaştığı zamandır. Diğer 
yandan Cebrâil (a.s) ikindi namazını cisimlerin gölgesi iki katına ulaşınca 
kıldırmıştır (Tirmizî, Mevâkît,1; Ahmed b. Hanbel III, 330).
Güneş gök yüzünde en yüksek noktaya ulaşınca, 
dikili cisimlerin gölgesi artık durur. Kısa bir süre için sabit olan bu gölgeye 
"fey'-i zeval" denir. Güneş batıya dönünce, bu sabit gölge "hariç", dikili 
cisimlerin gölgesinin bir katına ulaştığı zamana "asr-ı evvel", iki katına 
ulaştığı zamana ise "asr-ı sani" denir. Çoğunluk İslam hukukçularına göre 
öğlenin vakti "asr-ı evvel"e kadardır.
Öğle vaktinde Hz. Peygamber'in ve sahabilerin 
kıldığı namazlar toplam on rekattır. Farzdan önce kılınan ilk dört rek'at 
sünnetin iki rek'atı, sabah namazının iki rek'at sünneti gibi kılınır. İki 
rek'attan sonraki oturuş, ilk oturuş olduğu için yalnız "Ettehıyyatü..." okunur; 
sonra "Allah-ü ekber" diyerek ayağa kalkılır. Yalnız besmele ile Fâtiha Suresi 
ve bir miktar daha Kur'an-ı Kerim okunarak rekat ve secdelerden sonra, dördüncü 
rek'ata kalkılır. Bu rek'at da bir önceki gibi kılınarak son oturuş yapılır. 
Ettehıyyatü, Allahumma salli, Allahumma barik, Rabbena atina duaları okunur ve 
selam verilerek namaz tamamlanır. Hz. Âişe, Resulullah (s.a.s)'ın öğle namazının 
farzından önce dört, sonra da iki rek'at nafile namaz kıldığını rivayet etmiştir 
(Tirmizi, Salat, 198; Buhari, Salat, 34). Bu konuda Buhari, Müslim ve Ahmed b. 
Hanbel'in namaz bölümlerinde naklettikleri çeşitli hadisler vardır.
Dert rek'at ilk sünnetten sonra, kâmet 
getirilerek dört rek'atlık farz kılınır. Bunun ilk iki rek'atı sabah namazının 
iki rek'at farzı gibidir. Ancak, iki rek'attan sonraki oturuş, ilk oturuş olduğu 
için, yalnız "Ettehiyyâtü" okunur, Allahü ekber denilerek üçüncü rek'ata 
kalkılır. Besmele ile Fâtiha Suresi okunur, rüku ve secdelerden sonra dördüncü 
rek'at için ayağa kalkılır. Yine Besmele ve Fâtiha Suresi okunarak bu rek'at da 
tamamlanır. Son oturuşta Ettehiyyatü, Allahumma salli, Allahumma barik ve 
Rabbena atina duaları okunur ve iki tarafa selam verilerek farz tamamlanmış 
olur. Öğle namazının farzının kılınış şeklini Cebrail (a.s), Hz. Peygambere 
diğer farz namazlarla birlikte göstermiştir (Tirmizi, Mevakit, I; Ahmed b. 
Hanbel, I, 383, III, 330). Hz. Peygamber de, beş vakit namazı ümmetine Cebrail 
(a.s)'den öğrendiği şekliyle uygulamıştır. Bir hadiste şöyle buyurulur: "Namazı, 
ben nasıl kılıyorsam siz de öyle kılın"(Buhari, Ezan, 18, Edeb, 27, Ahad, 
1).
Öğle namazının son iki rek'at sünneti de; 
"Bugünkü öğle namazının son sünnetini kılmaya" diye niyet edilip, tamamen sabah 
namazının iki rek'at sünneti gibi kılınır.
Ümmü Habîbe (r.anh)'den Nebî (s.a.s)'in şöyle 
dediği nakledilmiştir: "Kim gün ve gecede (farzların dışında) on iki rek'at 
namaz kılarsa, onun için cennette bir küçük bina edilir. Bunlar, öğle namazından 
önce dört, sonra iki; akşam namazından sonra iki; yatsıdan sonra iki ve sabah 
namazından önce iki rek'at namazdır" (Tirmizi, Salat, 194; Ahmed b. Hanbel, VI, 
426, 427).
Hamdi DÖNDÜREN 
Sorularla İslamiyet
 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder